Bugün artık başarılı bir dijitalleşme denildiğinde akla ilk olarak; büyük yenilik fırsatları, daha yeni iş modelleri ve daha etkin müşteri etkileşimleri gelmektedir. Dijital dönüşüm üretkenlik ve verimlilikte değer artışı sağladığı için, işletmelerin büyüme beklentilerine, kârlılık oranlarına ve rekabetçi güçlerine katkı sağladığı tartışmasız olarak kabul edilmektedir.
Şirketlerin hedef pazardaki karlılık oranlarını artırmaları için gelişmeleri yakından takip etmeleri, yeni teknolojilere ayak uydurmaları ve doğru yönetişim mekanizmaları kurmaları gerekmektedir. Teknoloji çok hızlı gelişmektedir ve bu gelişim dijital dönüşüm ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. Sürekli değişen teknoloji dünyasında şirketlerin en fazla ihtiyaç duyduğu konu dijital dönüşüme adapte olmak ve şirket içerisinde bu dönüşümü başlatmaktır. Dijital dönüşümün kapsamı sadece teknoloji dönüşümü olarak değil, bir işletmenin uçtan uca tüm süreçlerinin dijitalleşmesi olarak ele alınmalıdır.
Kurum stratejilerinde en fazla rekabet avantajını gerçekleştirecek şekilde dijitalleşmeye önem veren, dijitalleşmeyi şirketin başlıca hedeflerine en iyi şekilde entegre eden, müşterileri ile kurduğu etkileşimde dijital ürün ve hizmetleri daha fazla müşteri memnuniyetini sağlamak amaçlı kullanabilen, organizasyon içinde iletişim, iç süreçler ve operasyonları dijitalleşmiş teknolojiler ile en verimli şekilde ilerleten şirketler “Dijitalleşme Öncüleri” olarak tanımlanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında sektör liderlerinin, güçlü bir dijitalleşme ile yeni iş modellerini kurguluyor olmaları, rekabet üstünlüğü kazanmaları, yeni gelişme alanları keşfetmeleri, hizmetleriyle yüksek müşteri memnuniyetini kazanmaları, servis verilebilirlik kalitelerini güçlendirmeleri ve yeni pazarlara bir adım önde girmeleri gibi önemli fırsatları yakalamaları mümkün olabilmektedir.
Dijital dönüşüm sürecini sağlıklı bir şekilde işletmenin yolu ise doğru bir yönetişimden geçmektedir. Güçlü bir yönetişim ihtiyacı kaçınılmazdır. Şirketler, teknoloji dönüşümü için çalışmalar başlattığında, bu çalışmalara paralel olarak sürdürülebilir bir yönetişim modelini de oluşturmaları gerekmektedir.
Dijital dönüşümün beraberinde getirdiği bazı ihtiyaçlar ve riskler de bulunmaktadır. Örneğin; daha hızlı iş çevrimleri, yeni riskler, şirket düzeyinde yeni entegrasyonlar, karar süreçlerinde ortaya çıkan koordinasyon ihtiyaçları vb… Bu ihtiyaçlar sadece yerel değil aynı zaman da küreseldir. Bu nedenle yapılan seçimler, tercih edilen yönetim şekilleri tüm şirketi etkilemektedir.